YA BEBEK KAKASINI YAPAR, YUTARSA? ÜZERİNE- Özer. S

"YA BEBEK KAKASINI YAPAR, YUTARSA?" ÜZERİNE

Gebelerin ve ailelerinin özellikle gebeliğin beklenen doğum tarihine ulaşması üzerine alır bir telaş:
Ya bebek kakasını yapar, yutarsa?

Bu konuyu açıklamak için önce birkaç şeyi açıklamak gerekiyor
Bebeğin kakasına MEKONYUM denir. Genelde bebek doğduktan sonraki gün yaptığı kakası koyu yeşil yapışkan bir maddedir. Mekonyumun %70-80ini su, kalanını kendi barsak epitel hücreleri, lanugo tüyleri vb oluşturur. Bebeğin içinde yüzdüğü su (yani AMNİYON MAYİİ) en yüksek oranda bebeğin idrarından oluşur. Tamamen boşalsa bile birkaç saatte tamamen tekrar oluşur. Bebek bu sıvı sayesinde hareket edecek alan bulur, dışarıdan gelen etkilerden korunur ve suyu içerek ve yutarak akciğerlerini ve midesini barsaklarını açık tutar.
Amniyon mayiinin azalmasına OLİGOHİDRAMNİ denir. Örneğin annenin kendisinin susuz kalması sonucu rahme giden kan azaldığı için amniyon mayii azalabilir. Bu annenin susuzluğunu gidermekle düzelecek kadar basit birşeydir.
BEBEK SIKINTIDA diye halk arasında söylenen şey, bebeğe gerektiği kadar oksijen gitmemesi durumudur. Bunun tıbbi adı HİPOKSİdir. Hipoksik kalma tehlikesi yaşayan bir bebek, gelen kanı hayati organlara yönlendirir. Çünkü az olan oksijeni beyin ve kalp kullansın ister. Mümkün olduğunca hareket etmez ki kaslar oksijeni harcamasın. Dolayısıyla böbreklerine giden kan azalır, bunu sonucu olarak çıkarttığı idrar miktarı azalır. Bu durum annenin yaptığı şeylerle düzelmez.
Bebekler anne karnında solunum hareketleri yaparlar ve amniyotik sıvıyı nefes gibi ciğerlerine alır ve verirler. Bu hareketler doğum başladığında prostaglandinlerin etkisiyle oldukça azalır ama az da olsa devam eder. Genelde doğum sırasında bebeğin soluk alma hareketi yapması için oksijensiz kalması sonucu nefes alma reflexinin faaliyete geçmesi gerekir. Bebekler durup dururken veya aniden oksijensiz kalmazlar. Genelde öncesinde hareketlerde azalma, NSTde bozulma vb bulgu veririler.
Bebek birçok sebeple ve her gebelik haftasında sıkıntıya girebilir. Normal gebelik süresi 38-42 haftadır. Ortalama olarak bir gebelik 9 ay 10 gün sürer. 40+0 olduğunuz gün bebeğin içeride kalabileceği son gün değildir, doğması gereken son tarih de değildir. Nasıl 37 haftadan önce olan doğuma erken doğum diyoruz ve bebeğin bazı sıkıntılar yaşaması muhtemel oluyor, 42 haftasını doldurmuş bir bebekte artık MİYAD AŞIMI'ndan bahsediyoruz ve bazı sorunların ihtimali artıyor. Ancak bahsedilen şey “ihtimal”dir. Başka herşey yolunda olduğu sürece sadece takvim belli bir tarihi gösterdi diye bebek kolay kolay sıkıntıya girmez. Yine de bizler 40 haftadan sonra bebeği sık sık kontrol ederiz ki oluşmaya başlamış bir sorun varsa zamanında farkedelim.
Bebeğin amniyon mayii, bebeğin mekonyumu ile bulaşırsa yeşil bir renk alır. MEKONYUMLU MAYİİ, suların hafif yeşilimtrak olması ile, gelen suyun tamamen mercimek çorbasına benzer kıvamda olmasına kadar değişiklik gösterebilir. Doğan 5 bebekten birinin suyu, mekonyum bulaşması ile hafif yada koyu yeşildir.


Bebeğin doğmadan barsaklarını neden boşalttığını tam olarak bilmiyoruz. Bunu açıklamak üzere teorik olarak 3 sebep olabileceği öne sürülmüştür:
(Bütün bunların teori olduğu ve hayvan deneylerinde ispatlanamadığı unutulmamalıdır.)
1. Sindirim sistemi olgunlaşmıştır ve çalışmaya başlamıştır. Bu en sık sebeptir. Miyadindaki bebeklerin %20si ve miyadı aşmış bebeklerin %40ı anne karnında kakasını yapar
2. Doğum dalgaları sırasında bebek başı doğum yoluna doğru itilir. Bebeğin başında basınç olması vagal uyarım ile bebekte bazı etkiler yaratır. Mesela bazı bebeklerde bu refleks ile doğum dalgaları süresince kalp atışlarında yavaşlama olur. Bu beklenen bir durumdur ve uzun süreli ve ciddi düşüşler olmadığı sürece normal kabul edilir. Aynı refleks bebeğin barsakların hareket etmesine (peristaltizme) neden olur. Bu da fizyolojik bir olaydır. Bebeğin sıkıntıda olduğu anlamına gelmez. Bebeğin başına en yüksek basınç bebek çıkarken olduğu için çoğu zaman bebek doğar doğmaz poposunda taze yapmış olduğu kakası görülür.
3. Bebeğin oksijensiz kalma derecesinde sıkıntıda olması (fetal hipoksi) teorik olarak anal sfinkteri gevşetip ve barsak hareketlerini arttırarak bebeğin kakasını yapmasına sebep olabilir. Fetal sıkıntı her zaman mekonyum ile olmaz ve her mekonyum da bebek sıkıntıda demek değildir.


Başka bir teoriye göre de bebek annekarnında sürekli kakasını yapar . Ancak amniyon sıvısı sürekli yenilendiğinden kısa süre sonra görülmez olur. Bebek sıkıntıda olduğunda suyun mekonyumlu olmasının sebebi bu teoriye göre bebeğin sıkıntıda olduğu durumlarda su devridaimi azalmasıdır. (Yukarda bahsettiğim gibi sıkıntıdaki bebekte oligohidramni oluşur)

Sıkıntılı doğan çoğu bebeğin suyunda mekonyum yoktur
Mekonyumlu doğan çoğu bebek sıkıntıda değildir.
Yani “MEKONYUM eşittir BEBEK SIKINTIDA” demek değildir.
Zaten sıkıntıda olduğu düşünülen bebekte bir de mekonyum varsa bu şüpheyi güçlendirir.


Bebeğin sıkıntısının belirteci olmasından hariç, mekonyumlu suyu olan bebeklerin %2-5'inde mekonyumun akciğerlere gitmesi sonucu MEKONYUM ASPİRASYON SENDROMU gelişmesi ihtimali vardır. Bu durumda mekonyum varlığından çok kıvamı önemlidir. Hafif yeşil bir su akciğerden kolayca temizlenirken, kıvamlı ve yapışkan bir madde solunum yollarında tıkanıklıklara yol açabilir. Mekonyum aspirasyonu sendromu ile bebekte solunum problemleri ve enfeksiyonlar olabilir, %3-5 bebek bu nedenle hayatını kaybeder.


 Bebeğin amniyon mayiinin mekonyumlu olma ihtimali %20 yani 5 doğumda 1'dir. 
 100 mekonyumlu doğumda 5 bebek mekonyum aspirasyon sendromu olacaktır.
 100 mekonyum aspirasyon sendromlu bebekten de 5'i hayatını kaybedecektir.

Yani eğer bebek kakasını yaptıysa kaybedilme ihtimali % 0,06 yada başka ifadeyle 1667 mekonyumlu doğumda 1'dir.
Ayrıca mekonyum aspirasyonu ile sorun yaşayan bebeklerin çoğunun prematürite, hipoksi gibi ek problemlerinin de olması nedeniyle ölümlerin tek sebebi akciğere mekonyum kaçması değildir.


“Bebek kakasını yaparsa yutar ve ölür”
Bu cümleyi çoğu gebeden duyuyoruz. Beklenen doğum tarihi gelmiş (yani 40 haftasını doldurmuş) gebelerde aileleri tarafından ciddi bir kaygı sebebi oluyor. Sanki 39+6 iken herşey normal, 40+1 olunca bebek kakasını yapıp ölecek! Biraz açıklama yapınca hemen doktora soruluyor: OLMAZ MI YANİ? OLMAYACAKSA TABİİ Kİ BEKLEYELİM!

Evet, bebek doğmadan yaptığı kakasını yutarak ölebilir. Ama böyle bir şeyin yaşanma ihtimali 5000-6000 doğumda birdir. Kimse size bunun olmayacağını garanti edemez. Şimdi bu olasılık sizin başınıza gelse doktora demez misiniz, “neden zamanında müdahale etmedin o zaman” diye. 5000'de bir de gerçekleşse bu riski alması gereken gebe ve ailesidir. Bu ihtimali kabul etmeyen gebe, garantici olma adı altında bu sefer de doğumu suni olarak başlatma ya da sezaryen ameliyatı olmanın risklerini kabul etmiş oluyor, ama farkında değil. Sorumluluk almadan karar doktora bırakıldığı takdirde doktor defansif davranmak zorunda kalıyor. Yani bu tarz yersiz korkular gereksiz indüksiyonlara ve sezaryenlere sebep oluyor.

Doğumdaki riskler asla sıfır değildir. En sorunsuz doğumda bile her an her şey olabilir. Ama bu durum doğuma abartılmış korkularla yaklaşmamız için bir sebep olmamalıdır. En azından doğum hayat kadar risklidir diyebiliriz. Bir yandan bu risklere karşı bilinçli bir şekilde önlemimizi alırken, diğer yandan da gereksiz korkularımızdan kurtulma zamanımızdır.

Ve doğum anı yaklaşırken artık sağlık profesyonelleri ile ailelerin sorumlulukları paylaşma zamanı çoktan gelmiştir. 

Op.Dr.Semra ÖZER - İDA Sertifikalı Doğuma Hazırlık Eğitmeni / HypnoBirthing Eğitmeni

16.6.2015

0531 258 5198 (hafta içi 09:00-18:00)

Valikonağı Cad. Hayat Apt. No:149/3 Kat:-2Nişantaşı / İstanbul

İLETİŞİM FORMU

FacebookTwitterInstagram
© 2013-2024 İstanbul Doğum Akademisi Tüm Hakları Saklıdır.
Ceviz Bilişim