SUDA DOĞUMUN BEBEK AÇISINDAN AVANTAJLARI: FİZYOLOJİK VE KLİNİK BİR DEĞERLENDİRME -Dr. Hakan Çoker
Suya doğum, gebelik ve doğum sürecinde kadına konfor ve gevşeme sağlayan, doğumun ikinci evresinde ise bebeğin doğrudan suya doğmasını sağlayan fizyolojik bir yaklaşımdır. Bu makalede, bebeğin doğum anında suyla buluşmasının olası avantajları bilimsel literatür ışığında ele alınmıştır. Suya doğumun bebekte daha yumuşak bir geçiş, azalmış doğum travması ve daha dengeli bir kardiyorespiratuvar adaptasyon gibi olumlu etkileri olabileceği gösterilmiştir.
Suya doğum, doğum eylemi sırasında annenin sıcak su dolu bir havuzda bulunması ve doğumun da bu ortamda gerçekleşmesidir. 1980’li yıllardan bu yana Avrupa ve Kuzey Amerika’da uygulaması yaygınlaşmış, özellikle doğal doğum yaklaşımlarının desteklenmesiyle birlikte artan bilimsel ilgiyi üzerine çekmiştir. Bebeğin doğum kanalından çıkıp direkt olarak sıcak suya geçişi, karasal ortama ani adaptasyon ihtiyacını geciktirir ve daha fizyolojik bir geçiş sağlayabilir.
Bebek, anne rahminde yaklaşık 37°C ılık amniyotik sıvı içinde gelişir. Doğrudan suya doğum, benzer sıcaklıkta bir ortama geçişi sağlayarak bebeğin dış ortama adaptasyonunu yavaş ve daha fizyolojik hale getirir. Ani ışık, ses ve hava ile karşılaşmak yerine suyun sessizliği ve sıcaklığı, doğum stresini azaltabilir. Bu durum, yeni doğanın davranışsal adaptasyon sürecini destekler.
Suda doğan bebeklerde göbek kordonu kesilmeden önce su içinde kalmaları sayesinde, plasenta üzerinden oksijenlenme devam eder. Bu süreçte, bebeğin ilk nefesini almak için acele etmesine gerek kalmaz ve bu da solunum adaptasyonunu düzenleyebilir.
Suyun kaldırma kuvveti, bebeğin çıkış anında daha az mekanik basınca maruz kalmasını sağlar. Özellikle omuz takılması, hızlı çıkış gibi risklerin azaldığı bazı vaka serileri bildirilmektedir. Ayrıca su, darbelere karşı tampon görevi görebilir.
Literatürde, suya doğumun uygun vaka seçimi ile güvenli olduğu belirtilmektedir. Yenidoğan Yoğun Bakım Servis yatışı yeni çalışmalarda daha az bulunmuştur. Ancak bazı çalışmalarda nadiren su aspirasyonu gibi komplikasyonlar da bildirilmiştir. Ayrıca uygun profesyonel desteğin olmadığı doğumlarda kordon hasar oranı karasal doğumlarla kıyaslandığında artabilir. Bu nedenle dikkatli protokoller ve deneyimli ekiplerle uygulanması önemlidir.
Bebeğin doğumda direkt suyla buluştuğu suya doğum yaklaşımı, fizyolojik geçişi destekleyen, doğum travmasını azaltan ve doğum anını daha konforlu hale getirebilen bir yöntem olarak dikkat çekmektedir. Uygun vaka seçimi, doğru ekipman ve eğitimli sağlık personeli eşliğinde uygulandığında hem anne hem bebek açısından güvenli ve faydalı bir seçenektir. Ancak unutulmamalıdır ki hiçbir doğumda hedef tek bir doğum şekli veya doğum aracı olmamalıdır. Burada havuzun kullanımı yukardaki avantajlarından dolayı bir araçtır. Elimizdeki kanıtlar bu doğum şeklini isteyen aileleri reddetmek için yeterli değildir. Bu yüzden konfor ve gevşeme sağlayan havuz kullanımı tüm hastaneler tarafından desteklenmelidir.
Dr. Hakan Çoker
