DOĞUM ÖNCESİ VE DOĞUM ANI PSİKODRAMASI ( PrenatalPerinatal Psychodrama)

DOĞUM ÖNCESİ VE DOĞUM ANI PSİKODRAMASI ( Prenatal and Perinatal Psychodrama)

Uzm.Psk.Neşe Karabekir, Psikodrama Terapisti ve Eğitimcisi, Hamile ve Doğum Psikologu

Psikodramanın kurucusu J.L.Moreno 1920’lerde Psikodramanın teori ve kuramını tanımladığında aslında bilmeden Doğum öncesi ve doğum anı psikolojisinin ve psikodramasının da temelini atmıştır.

Moreno gelişim psikolojisi ile ilgili olarak spontanlık olgusundan hareker eder. Başlangıçtan itibaren yani ambriyonel dönemden itibaren kendi dünyasıyla spontan olarak eylemsel ilişkiye giren kişi varoluşunun her anında en az bir rol alarak rol kavramını gelişiminin her boyutuna taşır.

Moreno ‘doğum; annenin ve bebeğin ilk spontan davranışıdır’ der. Ama daha ambirionel dönemde başlayan bebeğin anne karnında bir davranışı vardır, bu da paraziter bir davranış ve paraziter bir roldür. Anne ve bebek beraberce organik bir işlev birimi halinde tüm gebelik boyunca doğum olayına hazırlanırlar. Bu nedenle de doğum olayında gelişimin yanısıra bebekten kaynaklanan spontanlıkta önemlidir. Moreno buna S. Faktörü adını verir. ( 1974, Özbek, Leutz)

Doğum öncesi ambiriyonel dönem ve doğum anı çok önemlidir. Yeni doğan bebek doğumla beraber uterus içi yaşamdan uterus dışı yaşama spontanlık yeteneğiyle geçer, böylece paraziter rolden yenidoğan bebeğin somatik rolüne bir geçiş yaşanır. Doğumla beraber bebeğin tüm rolleri Moreno tarafından tanımlanmıştır; somatik, psişik, sosyal ve transcendental ( aşkın) roller.

 Son yapılan çalışmalar fetüsün anne karnında 12 ayrı duyu geliştirdiğinden bahseder. (2003, Chamberlain). Dokunma,sıcak ve soğuk algısı, ağrı algısı, duyma, denge ve boşlukta yön bulma, koku, tat alma, emme/yalama, ağızla keşfetme, görüş, ebeveyniyle telepatik bağlantı, aşkınlık hissi gibi çeşitli duyuların varlığı ispatlanmıştır. Bu duyuları da Morenonun rol kuramı ışığında incelemek lazımdır. Görüidüğü gibi bu duyular aynı zamanda somatik, psişik, sosyal ve transcendental ( aşkın) rolleri içerirler. Bu da bize tüm rollerin doğmadan önce anne karnında alınmaya başlandığını söylemektedir. Dolayısıyle doğum öncesi psikolojisi çok önemlidir.

Doğum öncesi psikodraması; her ne kadar bu tanımlama altında olmasa da psikodrama terapistleri tarafından gerek bireysel gerekse grup terapisi ortamlarında yapılmaktadır. Anne adayı kendiyle, bebeğiyle, eşiyle, annesiyle, doğum korkusuyla, doğum anıyla karşılaşarak çeşitli sahneler yaşamakta ve böylece hem eskiyi bitirip tamamlamakta, hem de gelecekle ilgili güvenli bir ortamda provalar yapmaktadır. Doğum öncesi ile ilgili hamilelerle yapılan bireysel ve grup çalışmalarına daha sonraki yazılarda değinilecektir.

Bu makalede dünyada ilk defa uygulanan ‘Doğum ANI Psikodraması’na ağırlık verilecektir.

Örnekler  yazarın son 3 senedir Hamile ve Doğum Psikologu olarak şahsen katıldığı doğumlarla ilgili bazı vaka çalışmalarını (isimler değiştirilmiştir) da içerecektir ( 2010-2013 arası 40 doğum:

DOĞUM ANI PSİKODRAMASI NEDİR?

Doğum anı psikodraması ; tüm doğum eylemi esnasında gerekli durumlarda özellikle anne adayına bireysel psikodrama uygulanmasını içerir. Bu cümlenin her bir tanımını  açıklığa kavuşturmak gereklidir: Doğum eylemi nedir, ne kadar sürer? Gerekli durumlar nelerdir? Özellikle anne adayına yapılan uygulamalar baba adayı vs gibi başkalarını da içermeli midir? Bireysel psikodrama nedir, grup uygulamasından farkı var mıdır?

En son soruyla başlayalım. Çünkü bireysel psikodrama teknikleri bu yazıda en kısa değinilecek konudur. Bu tekniklerin detaylarını  yazarın konuk yazar olarak yer aldığı Psikodrama Grup Psikoterapisi El Kitabında ayrı bir bölüm olarak okuyabilirsiniz. (2000, Altınay,D.)

Doğum anı psikodramasında bireysel psikodrama ile ilgili en önemli detay terapistin çok aktif ve yönlendirici olması ve uygulama esnasında çeşitli rollere geçebilecek spontanitede hissetmesidir. Tüm bireysel psikodrama teknikleri ihtiyaca göre ve doğumun hangi aşamasında olunduğuna göre uygulanabilir.  Bazen hareket etmenin zor olduğu durumlarda tamamen zihinsel psikodrama ( rol değiştirme tekniğinin zihinde uygulanması) yapılabilir. Özellikle bebekle rol değiştirmek, bebeğin rolüne geçmek en fazla uygulanan tekniktir. Doğum eylemi esnasında gebenin aklına gelip onu rahatsız eden kişi, olay ve kaygılar, duygular, eski anılar gibi her şey ile çalışabilmek mümkündür. Gebenin bunlarla rol değiştirmesi kadar terapistin de rol değiştirmesi etkili olur. Böylece grup terapisindeki grup üyelerinin tüm fonksiyonunu terapist fazlasıyla üstlenmelidir.

Doğum anı psikodramasında terapist kendi uzmanlık alanıyla ilgili bilgilerin dışında gebelik ve doğum psikolojisini, tüm ilaçdışı teknikleri, doğum fizyolojisini ve tıbbi müdehaleleri bilmesi, gerektiğinde de bu teknikleri ( endorfin masajı, nefesler, zihin alanı, telkin, olumlama, müzik, ses, ışık) kullanabilmesi önemlidir. Doğum eylemi esnasında gebenin yanında olacağı için bir doula ( doğum destekçisi) gibi eğitim almalıdır. Tüm tıbbi müdehalelerin avantajlarını ve dezavantajlarını  öğrenmelidir. Kararlar verilirken doğum ekibiyle aynı dili konuşabilmesi, hangi müdehalenin gebe için ne anlama geldiğini bilmesi gerekir.

Doğum eyleminin aşamaları vardır. Doğumun başlaması, açılma, doğum, plasentanın çıkışı ve doğum sonrası ( Çoker, H. Keşkesiz Doğuma Hazırlık Programı ders notları).   Her doğum kendi zamanında gerçekleşir ve bu nedenle hem bu aşamaların hem de genel tıbbi kuralların terapist tarafından bilinmesi şarttır. Doğumun hangi döneminde hangi konuyu çalışması gerekeceğini ve hangi aşamada gebenin neye ihtiyacı olduğunu terapist öngörebilmelidir. Başlangıç aşamasında doğumun başlamasını engelleyen stresler ile ilgili de bireysel psikodrama yapılabilir. Açılma dediğimiz doğumun daha çok hastane ( ev doğumları çok nadirdir ve şu andaki sağlık sisteminde büyük şehirlerde yapılmamakta veya çok az yapılmaktadır) ortamında olan aşamalarında gerçekleşebilir. Bu aşamada açıklığın durması, doğumun ilerlememesi, fiziksel bir sebep yokken doğumun uzaması ve kadının strese girip doğum dalgalarını ağrı olarak hissetmeye başlaması gibi durumlarda bireysel psikodrama uygulanabilir.

Doğum anında bireysel psikodramadan sadece kadın değil, baba adayı, bekleyen aile üyeleri ve doktor- ebe de yararlanabilir. Bu süreç Keşkesiz Doğum®  Felsefesinde ayrıntılı olarak yer almaktadır. Bu yazıda sadece kadın için doğum anı uygulamalarına değinilecektir. Ama doğum şekli ne olursa olsun doğuma şahit olan herkesin o doğumdan keşkesiz çıkmasını hedefleyen bu felsefe ile çalışan doğum ekibi için gerek babanın gerek  hastanede bekleyen aile üyeleri ( başta anneanne olmak üzere) nin gerekse sağlık personelininde kendi travmaları, ön yargıları, psikolojik tıkanıklıkları doğumu ve doğum anında tüm uyaranlara açık olan kadını etkileyebilir. Bu nedenle gerekirse doğum anını istemeden de olsa olumsuz anlamda bozan herkes için bireysel psikodrama yapılabilmelidir.

Doğum anı; doğuma kadar fetüsün anne karnında geçirdiği tüm yaşam sürecini, anne ve babanın özellikle de annenin kendi hayat akışlarındaki hatıralarını, tüm tıkanıklıkları, travmaları, olumlu olumsuz anları içinde barındırır. Burada Moreno’nun AN felsefesinin tüm açıklığıyla karşımıza çıktığını görüyoruz. AN’ların içinde geçmiş ve gelecek vardır. DOĞUM ANI da aynı şekilde tüm geçmişi ve geleceği içinde barındırır. Bu nedenle Doğum Anı Psikodraması; psikodramanın ve özellikle bireysel psikodramanın tüm unsurlarını içerirken aynı zamanda tamamen kendine özgü bir teknik ve kuramı da beraberinde sunar.

Doğum Anı Psikodramasının Özellikleri:

  • Psikodamanın temel teknikleri ve bireysel psikodramanın tüm yardımcı teknikleri kullanılır. ( 2009, Altınay, D.)  Terapist yönlendiricidir, bir çok role girip çıkması ve aktif olması gerekir.
  • Doğum eylemi esnasında çok kısa sürede çok derin yaşantılara gidilir
  • Hedef; doğumdaki tıkanıklığın, ilerlememe durumunun, stresin ortadan kaldırılmasıdır
  • Tıbbi bir müdehaleye geçmeden önce yapılabilecek bir çalışmadır, yan etkisi yoktur, çoğu zamanda gereksiz müdehaleyi önler
  • Hiç bir zaman tıbbi müdehalenin alternatifi değil, tamamlayıcısıdır, bazen tek başına işe yarar ve doğumu kolaylaştırır, bazen de bir tıbbi müdahalenin kabulünü sağlar.
  • Doktor, ebe ve hastane personelinin bu çalışmaya açık ve saygılı olması verimi arttırır. Doktorun tıbbi müdehaleden önce veya esnasında bu alanı açması , ebenin de bu çalışmadan çıkan bilgilere uygun hareket etmesi anlamlıdır, böylece bir takım çalışması gerçekleşir.
  • Gebe ile hamilelik döneminde bireysel ve grup çalışmalarının yapılmış olması doğum anı psikodramasını kolaylaştırır ve hızlandırır. Eğer gebelikte hiç görüşme yapılmadıysa bile azami sonuç alınır.çünkü gebelikte özellikle de doğum anında kadın farklı bir beyin frekansının içindedir. Alfa frekansı denilen ve tam gevşeme, hipnoz, telkin veya  meditasyon esnasında beyinde oluşan bu frekans gebeyi tüm uyaranlara açık hale getirir. O yüzden  bu açık olma halinin çok olumlu olarak kullanılması mümkündür.
  • Daha önce de ifade edildiği gibi terapistin doğuma hazırlık yöntemleri, doulalık konusunda bilgi sahibi olması ve sezgilerini , yaratıcılığını kullanabilir olması gereklidir.

Moreno’ya göre doğumdan sonra ve hatta gebelik esnasında anne bebeğin double (eş)dır. Anne karnındaki paraziter rol bittikten ve artık sosyal plasentaya geçildikten sonra farklı roller başlar. Organik plasenta organik gelişme için fetüse besin maddelerini nasıl sağlıyorsa sosyal plasentada aynı şekilde sosyal gelişim için gerekli olan etkileşimleri ve insan ilişkilerini sağlar.

Doğum anı psikodramasında en önemli ekleme gebelik esnasında plasenta ( eş) nın bir nevi double fonksiyonunda olabilme rolüdür. Halk arasında plasentanın   bebeğin eşi olarak tanımlanması da dikkat çekicidir ve bu hipotezi belki de kollektif bilinçaltı noktasında desteklemektedir. Plasenta tüm gebelik boyunca göbek kordonu-göbek bağı vasıtasıyla bebeği besler. Her türlü kan ve sıvı anneden bebeğe ve bebekten anneye birbirine karışmadan geçer.

 İşte Doğum Anı Psikodramasının temeli  bu  olgular üzerinde şekillenmiştir:

1) Plasenta hem annenin hem de bebeğin ortak double ıdır. Hem gebelikte hem doğum esnasında özellikle bilinçaltı bilgileri bu şekilde anneden bebeğe akar

2) Doğum anındaki alfa frekansı bilinçaltının daha rahat bir şekilde ortaya çıkmasını sağlar. Böylece normal bir zamanda bir çok ısınma ve sahne oluşmasına ihtiyaç duyacak olan kişi doğum anında bu frekansın etkisiyle kısa sürede çok derin kayıtlarına gidebilir. ( 2006, Brizendine)

3)  Başta oksitosin ve endorfin olmak üzere doğum hormonları doğum anındaki ectasy (aşkınlık) sürecini provoke eder ve gebenin tüm uyaranlara açık olmasını sağlar.

Aşağıda bazı vaka çalışmaları Doğum Psikologunun ağzından paylaşılacaktır:

VAKA 1) ELİF (28y.ilk gebelik), gebelik boyunca bir kaç bireysel seans yaptık, rahat bir gebelik geçirdi. Sadece son ayında babasının kaybetti. Evde otururken huzurlu bir ölüm yaşamıştı, Elif’e telefonla eşi haber vermişti, eve gitmiş ve onunla vedalaşmasını tamamlama fırsatını bulmuştu. İçi rahattı ama tabi ki babasının kızını görmesini istemişti. Doğum başladığında rahattı, doğuma odaklanmıştı. Hiç bir şeyin ve hiç bir kimsenin konsantrasyonunu bozamayacağı belliydi. Doğum dalgaları başladığında evdeydi, ebemiz eve gitti kontrolünü yaptı açıklık vardı, herkes mutluydu. Açıklık 6 cm olduğunda ebemiz ve eşiyle beraber hastaneye geldiler. Bu noktada doktor ve ben ( hamile ve doğum psikologu) hastaneye gideriz. Doktor kendi kontrollerini yapar ben de herkesin genel olarak psikolojisini kontrol ederim. Her şey yolunda görünürken birkaç saat sonra hiç ilerleme olmadığı ortaya çıktı, ilerleme olmaması görünen bir şeydi ama dalgalarda bitmiş yani nerdeyse doğum durmuştu. Öyle ki ebesiyle sohbete başlamışlardı. Bu şekilde 1 gece geçirdiler doğum 6 cm de tamamen durmuştu. Artık doğum anı psikodraması yapılması gerekmekteydi. Aksi takdirde bundan sonraki adım halk arasında suni sancı denilen yapay oksitosin ( damar yolundan damla damla verilir, doğum dalgalarını yapay olarak başlatmak için bir kimyasaldır) verilmesiydi ve bunun verilmesini istemiyordu. Ama doktorun bu açıklıkla ne kadar daha fazla bekleyeceği de önemliydi. Elif ile yalnız kaldığımdamzamanım vardı ve dalgalar çok sık gelmediği için bizim çalışmamızı engellemiyordu. Bebeğinin rolüne geçmesini istedim. Daha önce gebelik esnasında yaptığımız bir çalışmaydı. O zamanda bebeğin nasıl bir doğum istediğini, bize söylemek istediği bir şey olup olmadığını sormak içim rol değiştirme yapmıştık. Kolaylıkla role girdi ve bebeğinin ağzından konuşmaya başladı. Ve zaten o zaman doğumun neden durduğu da anlaşılmış oldu. Bebek annesinin ağzından konuşurken dedesinin yanında olduğunu, beraber vakit geçirdilerini, tam gelecekken bu nedenle gelişini ertelediğini bunun şu an için çok önemli olduğunu söyledi. Çok net ve kararlı , ne yaptığını çok iyi bilen bir konuşma içindeydi. Bu durumu çok iyi anladığımı, bu karşılaşmanın harika bir fırsat olduğunu ifade ettim. Neler yaptıklarını sordum. Oturduk sohbet ediyoruz dedi. Dedenin bize veya kızına iletmek istediği bir şey var mı dedim. Evet anneme biraz darılmış deyince Elif’i bebek rolünden çıkartıp babasının rolüne girmesini söyledim. Bu sefer babasının rolünde hastane odasındaki koltuğa oturdu. Dedenin ismini öğrendim orda nasıl olduğunu vs sorduktan sonra ( daha da uzatmamaya kararlıydım çünkü doğum dalgaları gelmeye başlamıştı) Ben de Elif rolüne girdim.  Baba Elif’e biraz darılmış olduğunu, vefatını görmezden geldiğini, son ayında olduğu ve üzülmemeye çalışmasını anlayabildiğini ama gene de daha fazla ilgi beklediğini anlattı. Torununa hayat ile ilgili bazı bilgiler vermek istemişti. Rol değiştiştik. Ben babanın rolüne , elif de kendi rolüne geçti. Burdaki katarsis ( duygu boşalımı) çok işime yaradı. Çünkü doğum dalgaları sıklaşmadan çalışmayı tamamlamak istiyordum. Gözyaşları içinde babasından özür diledi. Bebek etkilenmesin diye çok üzülmüş olmasına rağmen rol yaptığını, düşünmemeye çalıştığını söyledi. Babası zaten çoktan affetmişti, bebekle ilgili bazı tüyolar verdi. Elif ile babası vedalaştılar. Burda baba rolünden Elif’e sarıldım ve gerçek vedalaşmayı yaşamasını istedim. Dalgalar sıklaştığı için tekrar bebeğin rolüne girmesi yerine zihninde bebeğin dedeyle vedalaşmasını seyretmesini istedim. Bebeğe de artık bizim yanımıza gelme vaktindir dedim. Bu sırada ebe gelinceye kadar doğum dalgaları için nefes ve masaj çalışmalarına da başlamıştım. Elif bundan sonra ne yapacağını biliyordu. Terapist rolünden konuşmaya başlamam aldığım rollerden çıkmam için yeterli oldu ( doğum anı psikodramasında deroling-rolden çıkartma ritüelinin yapılması gerekli olmayabilir)  Ebesini çağırdım , ebeye gerekli bilgiyi verdikten ve hangi kelimeleri kullanmasının doğumu kolaylaştıracağını ilettikten sonra odadan çıktım. Dışarda bekleyen babaya da doktora da ayrı ayrı gerekli bilgiyi verdim. Doğum bundan sonra devam etti, bir daha da durmadı ve Elif mutlulukla bebeğine kavuştu.

VAKA 2) SEVDA ,( 38y. İkinci doğum); sevda ilk doğumunu istediği gibi yaşayamamış, nerdeyse travmatize olmuştu. Sonrasında kendininde hazırlıksız olduğuna kanaat getirip bu sefer eşiyle doğuma hazırlık kursuna geldi, egzersiz yaptı, ilk doğumunun travmaları üzerinde çalıştı. İlk doğumunda annesine ayıp olmasın, üzülmesin diye annesinin doğuma girmesine izin vermişti. Ama annesi dominant bir kadındı ve tüm doğum boyunca ne yapıp ne yapmayacağını söylemişti. Sevda’ya yardım etmeye çalışırken kabusu olmuştu. Doğumdan sonra uzun bir süre annesini görmek istememişti. Bize geldiğinde ilk doğumunu hatırlayınca hala gözleri doluyordu. Gebelik esnasında hem kendisi hen annesiyle seanslar yaptık. Bu sefer suda doğum yapmak istiyordu, zaten ikinci olduğu için kolay olacağına inanmıştı. Annesiyle ilgili sürecin rahatlığa kavuşması da onu mutlu etmişti. Doğumuna hazırdı. Annesi de birinci doğumda ne yaptığını anlamış ve bu sefer hastaneye gelmemeye karar vermişti. Süreçten ben onu telefonla arayarak haberdar edecektim. Bu arada Sevda’nın eşiyle de görüşme yaptım ( gebelerle çalışırken eşleri, anneleri ile mutlaka görüşme yapıyorum. Eğer gerekirse ve etkilendiklerini düşünürsem de ailedeki ön plandaki kadınlarla-abla, kardeş, hala,teyze, elti,görümce-da görüşüyorum), Sevda’nın eşi Ahmet laf arasında Sevda’nın ailede çok etkili olduğundan, onun sözünün geçtiğinden bahsetti ( bu bilgiyi aldım cebime koydum. Tüm görüşmelerden gebe için doğumda işime yarayacak tüm bilgileri yanıma katarım). Doğum başladı ama yavaş başladı, ebe evde 24 saati onlarla geçirdi, hızlanınca hastaneye geçtiler. Hastanede suda doğum için doğum havuzu açıldı, dolduruldu. Belli bir zaman sonra doğumu güzel ilerlemeye başladı. artık suyun içine girme zamanı gelmişti, suyun içine girdi. Su her zaman rahatlatır ve hatta bazen dalgaların kesildiğini zannederiz. Sevda suya girip orda vakit geçirdikten bir kaç saat sonra harika ilerleyen doğumu durdu.  Doktoru ve ebesi sudan çıkması gerektiğini söylediler ama Sevda sudan çıkmakta direniyor suda doğum yapıcam sudan çıkarsam bir daha sokmazsınız siz diyordu. Doktor ve ebesiyle çatışmaya başlayınca herkesi odadan çıkardım. Daha öncesinde doktorundan bir çalışma yapmak için izin istemiştim. Sevdayı sakinleştirip bebeğinle konuşalım dedim. Sevda havuzun içinde ben dışında bebeğinin rolüne geçmesini ( bir gevşeme ve bazı özel teknikler yardımıyla) istedim. Bebeğin ismi Deniz’di . Deniz bebeğe nasıl hissettiğini, neler olduğunu sordum. Deniz bebek çok sıkıştığını kesinlikle artık çıkmak istediğini söyledi. Biz de seni burda bekliyoruz ama sanki bir zorluk var bekliyoruz dedim. Bebek rolünden Sevda ağlamaya başladı ve bebek sesiyle böyle çıkamam, ben sudan korkuyorum, buraya gelemem dedi. Hem ağlıyor hem de havuzun içinde suya vuruyordu. ‘zaten ismimi de istemiyorum hiç bir şey benim istediğim gibi olmuyor, her şey annemim istediği gibi oluyor’ diye ağlamaya devam etti. Deniz bebeği sakinleştirdim , annesiyle ( sevda ile) konuşacağımı, annesinin asla böyle hissetmesini istemediğini, su doğmunun onun için daha rahat olabileceğini düşündüğünü söyledim. Sevdayı rolden çıkardım. Çok şaşkındı. Aynı annesinin ona davrandığı gibi bebeğine davrandığını anladı. Eşinden aldığım bilgiyi de buna ekledim. Bundan sonra çocuklarına ve eşine daha farklı davranacağını söyledi. Doktoru çağırmamı rica etti, sudan çıkacaktı.  Sudan çıktı, birkaç saat sonra doğumu eski hızına geri döndü. Kendini tamamen bıraktı ve vücudunun ( daha doğrusu bebeğinin istediği ) pozisyonda bebeğine kavuştu. Bebeğinin ismi artık Deniz değildi.

Doğum Anı Psikodraması Moreno’nun açtığı yolda ilerlerken sağlıklı olanla, spontanite ve yaratıcılıkla uğraşmayı da içinde barındırır. Doğumun kendisi sağlıktır, spontanitedir, yaratıcılıktır.  Bu şekilde saygı, sevgiyle , doğum hakkına ve doğumdaki ihtiyaçlarına değer verilerek gelecek olan kuşaklarda sağlıklı olacaktır.

Eylül 2013

Uzm.Psk.Neşe Karabekir, Psikodrama Terapisti ve Eğitimcisi, Hamile ve Doğum Psikologu

nesekarabekir@istpsikodrama.com.tr

nesekarabekir@dogumakademisi.com

 

 

 

KAYNAKLAR

Altınay, D. (2000).Psikodrama Grup Terapisi El Kitabı Yaşama Dair Çok Şey. Sistem Yayıncılık

Altınay, D. (2009). Psikodrama 400 Isınma Oyunu & Yrdımcı Teknik. Sistem Yayıncılık

Brizendine, L. (2006) . Kadın Beyni. Say Yayıncılık

Chamberlain,D. (2003). Communicating with the Mind of Prenate in JOPPPAH

Çoker, H. (2006-2013) Keşkesiz Doğuma Hazırlık Eğitimi Ders Notları. www.dogumakademisi.com

Özbek A. & Leutz, G.(1987). Psikodrama Grup Psikoterapisinde Sahnesel Etkileşim, Grup Psikoterapileri Derneği.

0850 3332239 (10.00 -18.00)

Valikonağı Cad. Sezai Selek Sok. Nevide Apt. No:22/4 Nişantaşı / İstanbul

Contact Form

© 2013-2024 İstanbul Doğum Akademisi All Rights Reserved.
Ceviz Bilişim